
Ramazanın girmesinin hemen ertesi günü tanıdığımız, bildiğimiz, aşinanısı olduğumuz her şeyi geride bırakıp; bilmediğimiz, bizim için meçhul olan bir diyara doğru yola çıkışımızın tam da on ikinci günündeyiz.
İlk önce İstanbul oldu ilk durağımız
canımızı, ciğer paremizi görüp, Allah'a emanet edip ertesi günü İngiltere'ye doğru yola çıktık.
Benim için, hatta hepimiz için pek çok ilk yaşadık.
Uçağa binmek, doğup büyüdüğümüz ülkemizden ayrılmak, Atatürk hava limanı, yeni bir yer, dil, bunlardan bazılarıydı.
Her ne kadar ben ve eşim daha önce uçak seyahati yapmış olsak da ben yine heyecanlandım ve biraz da ürktüm. Tabi tam da kalkış esnasında minik kuzucuğumun; "ben korkuyorum, keşke trenle gitseydik" hallerini teskin etmeye çalışırken pek korkmaya vakit bulmasam da...
Tamamen bir bilinmeze doğru gitmek, bir evladı, annenizi ve kardeşinizi geride bırakmak, bunlar bizi hüzünlendirdi ama tevekküle sarıldık.
karşılığını da kat kat aldık elhamdülillah.
Hangi birinden bahsedeyim bilemiyorum.
Daha Türkiyede iken bizim buraya geleceğimizden tevafuken haberi olmuş ve kendileri de tam bizim geliş tarihimiz esnasında Türkiye'ye yaz tatiline gidecek olan yüzülerini hala görmediğimiz bizlere hali hazırda oturdukları evde bir ev bulana kadar ücreti mukabilinde kalmayı teklif eden "H" bey ve eşinden mi?
Yine buraya gelmeden önce yüzünü hiç görmediğimiz bizi ta Burmingham hava limanına henüz dokuz aylık kızı ile karşılamaya gelen ve yine aynı gün oruç ağzı ile bize Nottinghamın helel yiyecek satan marketlerini gezdirip ilk ihtiyaçlarımızı temin etmemizde yardımcı olan "K" beyden mi?
Şu anda geçici oturduğumuz evin sahibi, on yedi yıldır İngiltere kurdu olmuş, ne nerede ucuzdur? Ev nereden tutulur? Nasıl pazarlık yapılır? Nasıl banka hesabı açılır? bunlar ve daha peeek çok konuda yardımımıza koşan "S" abiden mi?
Geldiğimizin ertesi akşamı evindeki hastası, yorgunluğu vesaireye rağmen bizi iftara alan, iki lafın belini kırıp, rahatlamamıza sebep olan ev sahibimizin eşi "C" hanımdan mı?
Geldiğim üçüncü günü tanışıp, hemen akabinde Esadımın bir yaş büyüğü oğlunun küçük bisikletini ve bir torba dolusu oyuncaklarını kuzucuğum sıkılmasın diye ve getirip aynı gün bize bir Wollaton Park seyahati yaptıran ve sonrasında ev bulmamız için yardımcı olan "F" hanımdan mı?
Yine evimize eli dolu gelip, yardım teklif eden, durumumuzla ilgilenen "A" hanımdan mı?
Geldiğimizi bu arkadaşlardan birinden duyup, elinde bir tabak tatlı, hemen yanında sevimli oğlunun elinde yine bir torba oyuncakla gelip gönlümüzü alan, "Ü" hanımdan mı?
Hangisinden bahsedeyim, bilemiyorum.
Bu güzel insanların hepsi bizim buradaki ilk günlerimizde bize gerçekten çok büyük manevi destekte bulundular.
Bilmediğimiz bir diyarda bize rehber, delil, dil, el, ayak oldular.
Hala da yardıma devam etmekteler.
Benim ise şimdilik onlara teşekkür ve duadan daha fazla yapabileceğim pek bir şey yok.
İnşaallah bu iyiliklerinin karşılığını ben de onlara verebilirim. Her ne kadar bütün bunları bir karşılık beklemeksizin yapmış olsalarda...
Bütün bu iyi insanları karşımıza çıkarıp, bize dar zamanlarda kolaylık kapısı açan Rabbime de hakkıyla şükür etmekten aczimi tekrar ifade ediyorum.
Gelişimizden hemen sonra yaşadığımız ve şimdi burada ifade etmek istemediğim büyük korku ve üzüntüyü de başımızdan uzaklaştırdığı için O'na sayısız şükürlerden sonra sizlerden bir daha böyle korkular ve üzüntüler yaşamamamız için dualar isteyerek bu postu burada sonlandırıyorum.
İnşaallah yeni gelişmeleri burada paylaşacağım.
Hep güzel haberlerle...
No comments:
Post a Comment